Organ Bağışında Türkiye Neden Geri Kalıyor? Uzmanlar 360 Derece Perspektifle Yanıtladı

Türk Böbrek Vakfı (TBV) ve Altınbaş Üniversitesi iş birliğiyle 3–9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında, Organ Bağışına 360 Derece Bakış Paneli gerçekleştirildi.

3–9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında, Türk Böbrek Vakfı (TBV) ve Altınbaş Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Organ Bağışına 360 Derece Bakış” başlıklı panel, Altınbaş Üniversitesi Gayrettepe Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Panelde uzmanlar; tıbbi, hukuki, toplumsal ve dini açıdan organ bağışının önemini anlattı. Türkiye’de her yıl binlerce kişi organ beklerken, bağış oranlarının hâlâ Avrupa’nın gerisinde olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye'de her yıl yaklaşık 30 bin kişi organ nakli beklerken, organ bağışı oranlarının düşük seviyede kalması hem tıbbi hem toplumsal açıdan kritik bir sorun olmaya devam ediyor. Bu soruna dikkat çekmek amacıyla Türk Böbrek Vakfı (TBV) ve Altınbaş Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Organ Bağışına 360 Derece Bakış” paneli, organ bağışının tıbbi, hukuki, dini ve toplumsal boyutlarını bir araya getirdi. Uzmanlar, hastalar, koordinatörler ve akademisyenler, organ naklinin yalnızca bir sağlık müdahalesi değil, aynı zamanda bir yaşatma ve dayanışma kültürü olduğuna vurgu yaptı.

“Bağışlanan Her Organ, Devam Eden Bir Hikayedir”

Açılış konuşmasını yapan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal İbiş, Türkiye’de organ bağış oranlarının Avrupa’nın gerisinde olduğunu belirterek, “Yaklaşık 30 bin hasta organ bekliyor. Bağışlanan bir organ, gerçek bir yaşam armağanıdır. Toplumsal farkındalık artmadan bu tablo değişmez” dedi.

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk: Arz-Talep Seviyesi Kritik Seviyede Bozuk”

Panelin moderatörü, TBV Başkanı Timur Erk, Türkiye’deki böbrek nakli bekleyen hasta sayısına dikkat çekerek şunları söyledi:
“25 civarı hastanın  böbrek nakli beklediği bir ülkede, her yıl çok az sayıda hasta nakil olabiliyor. Bağış artmadıkça hayatlar kaybediliyor.

“Her 6 Kişiden Biri Kronik Böbrek Hastası”

Türk Nefroloji Derneği Başkanı, TBV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aydın Türkmen konuşmasında Türkiye’de her 6 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu belirtti.
“Beşinci evrede, yani diyaliz hastası veya böbrek nakli bekleyen son dönem böbrek yetmezliği hastalarının sayısı 90 bine ulaşıyor. Diyabet ve hipertansiyon, kronik böbrek hastalığının önlenebilir iki temel nedeni. Diyaliz seçkin bir tedavi yöntemi olsa da oldukça maliyetli. Türkiye bu alanda cihaz bakımından dışa bağımlı. Oysa transplantasyon, yani böbrek nakli hem tıbbi hem ekonomik açıdan çok daha verimli bir yöntem.”

Türkmen, objektif bilgilendirmenin önemine vurgu yaptı:
“Türkiye’de yaklaşık 90 bin diyaliz hastası varken yalnızca 25 bin böbrek nakli bekleyen var. Oysa doğru bilgilendirme sağlanabilseydi bu fark bu kadar büyük olmazdı.”

Ayrıca Türkiye’de kadavradan organ nakli oranının yüzde 15’ler seviyesinde, dünyada ise bu oranın tersine, kadavradan %80 – canlıdan %20 şeklinde olduğunu belirtti.
“Türkiye’de beyin ölümü gerçekleşen her 6 vakadan yalnızca birinde organlar nakil amacıyla alınabiliyor. Buna rağmen ülkemizde çok başarılı nakil ve takip ekipleri görev yapıyor ve organ dağıtımı konusunda T.C. Sağlık Bakanlığı sistemi oldukça adil biçimde işliyor.”

Panelde konuşan Bezmialem Vakıf Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı, Böbrek Nakli Merkezi Doç. Dr. Serkan Akıncı, organ nakli sürecinde canlı vericilerin kimler olabileceğini şöyle anlattı:
“Canlıdan nakilde dördüncü dereceye kadar akrabalar, eşler, akraba dışı bağışçılar (heyet kararıyla) ve çapraz nakiller mümkündür. Kadavradan nakiller ise yoğun bakım şartlarında beyin ölümü gerçekleşen kişilerden yapılır.”

Canlıdan böbrek bağışında bulunan kişilerin sağlık durumuna da değinen Akıncı,
“Verici kişi operasyon sonrasında böbrek yetersizliği yaşamaz. Ameliyatlar laparoskopik yöntemle yapılmakta, verici genellikle bir gün hastanede kalır ve bir hafta sonra işine dönebilir. Uygun süre sonunda gebelik planlayabilir, profesyonel spor yapabilir.” dedi.

Ayrıca sık sorulan soruları şöyle yanıtladı:

  • “Böbrek naklinde doku uyumu sanıldığı kadar kritik değildir.”
  • “Canlıdan nakilde 10 yıllık başarı oranı yüzde 80 civarındadır.”
  • “Diyabet, Hepatit B ve Hepatit C hastalarına da nakil yapılabilir.”
  • “Nakil sırasında eski böbrekler çıkarılmaz, nakledilen böbrek kasık bölgesine yerleştirilir”
  • “Nakil sonrası 1,5–2 yıl içinde gebelik mümkündür.”

“E-devlet Üzerinden yapılan organ bağışı, iki tanıklı vasiyet kadar geçerlidir”

Türkiye’deki ilk başarılı organ naklinin bu yıl 50. Yılı olduğunu hatırlatan Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Dr. Ali Yaşar  Çelikel, 1979 tarihli 2238 sayılı kanunun organ ve doku alınması, saklanması ve nakline ilişkin yasal çerçeveyi oluşturduğunu belirtti:“Bu yasa, organ nakli için ehliyet, rıza ve akrabalık şartlarını düzenler. Günümüzde e-Devlet üzerinden yapılan organ bağışları, iki tanık huzurunda yapılan vasiyetler kadar geçerlidir. Bu durumda artık kişinin sağlığında yaptığı bağış beyanı yeterli sayılmakta, hukuken yakınlarının onayı aranmamaktadır. Ancak ölen kişinin yakınları ile herhangi bir sorun yaşanmaması için halen yazılı rızaları alınmaktadır”

Dr. Çelikel ayrıca dünyadaki uygulamalardan örnek verdi:“Pek çok ülkede, örneğin İspanya, Avusturya, Fransa ve İngiltere’de zımni rıza esası geçerlidir; yani kişi aksi yönde bir beyan vermedikçe ölümünden sonra organlarının bağışlanmasına izin vermiş sayılır.”

Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’den Prof. Dr. Buket Aksu da organ bağışının özünde empati olduğunu vurguladı:“Organ bağışının altında gelişmiş bir empati yatar. Organ bağışının yeterli olmamasının nedeni bilgi ve empati eksikliğidir. Bu eksikliği gidermek ve toplumsal bilinci artırmak için hepimize görev düşüyor.”

“Maide Suresi’nin 32. Ayeti: “Kim Bir Hayat Kurtarırsa Bütün İnsanları Kurtarmış Olur”

İbn Haldun Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’den Doç. Dr. Tuba Erkoç Baydar, İslam hukukuna göre organ naklinin insan onuruna saygı çerçevesinde değerlendirildiğini belirterek şöyle şöyle konuştu:
“İslam’a göre bedenimiz bize emanettir; dokunulmazdır. Ancak bir insanın hayatını kurtarmak söz konusuysa, zaruret hali gereği organ nakli dinen caizdir. Maide Suresi’nin 32. ayetinde şöyle buyrulur: ‘Kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış olur.’ Bu ayet, organ naklinin fıkhi zeminini oluşturur. Hayat kurtarmak öncelikli değerdir. Ancak üreme organlarının nakli dinen yasaktır.”

Nakil Yolculuğundan İki Gerçek Hikâye

Irmak Odabaş (Altınbaş Üniversitesi Öğrencisi) ve Murat Balkan (Müzisyen, Nakil Alıcısı)

İki kez böbrek nakli geçiren Odabaş ve Balkan, yaşadıkları süreçleri paylaştı.
Irmak Odabaş, annesi ve babasından aldığı böbreklerle yaşamını ve anestezi teknikerliği öğrenimini sürdürdüğünü anlattı.
Murat Balkan ise ilk defa arkadaşından ve ikinci kez akrabasından böbrek nakil aldığını belirterek konuşmasının ardından, akordeonuyla bir şarkı seslendirdi.

Organ Nakil Koordinatörlerinin Deneyimleri

Emel Yanık (Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi),
Özlem Koç (Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi)

Koordinatörler, aileleri bağışa ikna etmenin zorluklarından söz etti.
Emel Yanık, “İnsanlar sisteme güvenmedikleri için organ bağışına mesafeli. Çoğu zaman dini faktörlerden çok, güvensizlik ve bilgi eksikliği engel oluşturuyor” dedi.

Özlem Koç ise, “Beyin ölümü gerçekleşen hastaların aileleriyle görüşmek çok hassas bir süreç. Kültürel ve toplumsal faktörlerin etkisi büyük, biz organ nakil koordinatörleri bu konuda pek çok eğitim alıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bir Bağış, Birden Fazla Yaşam Demektir”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, konuşmasında organ bağışının yalnızca hayat kurtarmakla kalmadığını, aynı zamanda toplumda dayanışma ve paylaşım duygusunu güçlendirdiğini vurguladı:

“Bir bağış, birden fazla yaşam demektir. Bu tür etkinliklerle özellikle gençlerin organ bağışı bilincini artırmayı amaçlıyoruz.”

Organ Bağışı Haftası boyunca Türk Böbrek Vakfı tarafından düzenlenen farkındalık etkinlikleri, gönüllü bağış oranlarını artırmak ve organ nakli bekleyen binlerce hastaya umut olmak amacıyla devam ediyor.