Bir Çorba Bazen Bir Hayat Kurtarır

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencileri çorbada bizim de tuzumuz olsun dediler, işe koyuldular. Gördükleri sosyal sorumluluk derslerinde öğrendiklerini pekiştirirken evsiz bireylerin penceresinden bakarak hayatın başka bir yanını tanıdılar.

"Çorbada Tuzun Olsun Derneği", gıdayı bir araç olarak kullanarak evsiz bireylerle iletişime geçen, gönüllülük esasına dayanan bir dernek. Daha çok üniversite öğrencilerinden oluşan gönüllü ordusuyla, her gece haftada 7 gün yemek dağıtımı yapıyorlar. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencileri de çorbada bizim de tuzumuz olsun dediler, işe koyuldular. Hem okullarında gördükleri sosyal sorumluluk ve gönüllülük bilinci derslerinde öğrendiklerini pekiştirdiler hem de evsiz bireylerin penceresinden bakarak hayatın bambaşka bir yanını tanıdılar, ön yargılarından kurtuldular.

 

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği bir söyleşide bir araya gelen Çorbada Tuzun Olsun Derneği ve Öğretim Üyeleri Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner ve Dr. Deniz Akgül, kariyer ve sosyal sorumluluk dersinin öğrencilere getireceği faydaları anlattı. Akademisyenler, öğrencileriyle birlikte, sokaklarda yaşayan insanların travmalarını tetiklemeden bir çorba ikramının, hayat kurtaracak kadar önemli olduğuna şahitlik ettiklerini belirttiler.

 

Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, İşletme Fakültesi öğrencilerinin, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi kapsamında, gruplar halinde, derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin porsiyonlanması, paketlenmesi, taşınması ve dağıtılması ile ilgili gönüllü olduklarını belirtti. Öğrencilerin, sistematik bir faaliyet dahilinde, dezavantajlı gruplar ile iletişim kurulması, sosyal fayda yaratılması ve gönüllülük ruhu hakkında nasıl bir deneyim kazandıklarını anlattı. Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alacak, katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır.” diye konuştu. 

Dr. Deniz Akgül de Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12'şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam, yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi. Bu süreçte, öğrencilerinin hem eğlenceli vakit geçirdiğini hem de sosyal sorumluluk bilincinin güçlendiğini söyledi.

 

Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma duygularının pekiştirildiği deneyimde, çoğunluğu uluslararası öğrenciler çorba dağıtma sürecine katıldı. Akgül, “Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark yaratabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ilham vermesini umuyorum.” değerlendirmelerini yaptı.

 

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de evsizliğin tanımını bir yere ait olamama ve barınamama olarak yapıyor. Bu durum, afetler, psikolojik veya ekonomik sebeplerle tetiklenebiliyor. Tüfekçi dernek olarak, Taksim’de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere, kamu ve kurumsal firmalarla iletişime geçerek destek olmaya çalıştıklarını anlattı. “Gönüllülüğün sürdürülebilir olması lazım.” Diyen Tüfekçi, iyiliğin ve farkındalığın bulaşıcı olduğunu söyledi. Tüfekçi şöyle konuştu:

“Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin %85-90’ üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir döneminde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin Liselilere kadar inmesi gerekiyor.”

Tüfekçi savaş, göçler ve kira artışları gibi sebeplerle herkesin her an evsiz birey olabileceğine dikkat çekerek, “Önümüzdeki günlerde gizli evsizler daha çok olacak. Fatih’te Zeyrek’te bir evin içinde 40 kişi yaşayan aileler var. Empati kurarak, ön yargısız yaklaşmak en önemlisi.” uyarısında bulundu.   

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Kurum Müdürü Hatice Bozkafa ise bu bireylerin arasında bağımlı olup, tedavi olmak isteyen ya da engelli olanların bulunduğunu anlattı. Aslında dernek olarak köprü görevi yaptıklarını anlatan Bozkafa, “Kamu kuruluşlarıyla görüştürmeye, hizmet almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Kendilerine refakat ediyoruz. 20 yıldır hastaneye girmeyen var. Kimliği kayıpsa nüfus müdürlüğünden randevu alıp çıkarttırıyoruz. Bunu yaparken söz vermemeye, beklenti yaratmamaya özen gösteriyoruz. Kendi ayakları üzerinde durup güçlenerek hayatlarına devam etmelerini istiyoruz.” diye konuştu.  

Çorbada Tuzun Olsun Derneği gönüllüsü olarak çalışan İşletme fakültesi 2. Sınıf öğrencisi Qasim Ali bu deneyimden çok etkilendiğini ifade ediyor.  Qasim Ali’ye göre, ayrıcalıklı bir ortamda büyümek, toplumun gerçek sorunları hakkındaki bakış açınızı bulandırabilir ve insanların düzenli olarak karşılaştığı sorunlardan habersiz olmanıza neden olabilir.

Ali, “O nedenle bu deneyim, gerçekten mücadele eden toplumla empati kurmama ve genel olarak topluma karşı bir duyarlılık geliştirmeme yardımcı oldu. Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi; bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve Çorbada Tuzun Olsun deneyimini çok değerli buluyorum.” diye konuştu.