Devletin Taraf Olduğu İklim Davalarına Yakın Bakış

Dünyanın ortalama sıcaklığındaki küresel değişim, beraberinde ciddi sorunlara neden olabilecek iklim krizini de getiriyor. Pek çok boyutu olan kriz, Çarşamba Buluşmaları-Hukuk Söyleşilerinde bu kez iklim davaları yönüyle ele alındı.

İklim değişikliği aslında hepimizi yakından ilgilendiren ama çoğumuzun görmezden geldiği bir konu. Dünyanın ortalama sıcaklığındaki küresel değişim, beraberinde ciddi sorunlara neden olabilecek iklim krizini de getiriyor. Kullandığımız kömür, petrol, gaz hatta attığımız çöpler bile bir şekilde iklim krizine sebep olan unsurlar. Tabii devletler de iklim krizine karşı önlem almakla yükümlüler.

Altınbaş Üniversitesi Çarşamba Buluşmalarında bu hafta Hukuk Söyleşilerinde tam da bu konu masaya yatırıldı. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Nazile İrem Yeşilyurt ve Koç Üniversitesinden Doç. Dr. Bige Açımuz’un katıldığı “Devletin Taraf Olduğu İklim Davaları: Karşılaştırmalı Değerlendirmeler” söyleşisi gerçekleştirildi.

Doç Dr. Bige Açımuz, konuşmasında öncelikle Paris Anlaşması’na açıklık getirdi; kriterlerini anlattı. Doç Dr. Bige Açımuz, şöyle konuştu:

“Paris Anlaşmasından önce biliyorsunuz ki sera gazı salınımı azaltım yükümlülüğü gibi çeşitli yükümlülükler içeren ve çok daha katı düzenlemelere sahip Kyoto Protokolü vardı. Fakat devletler zamanla bu protokolden tek tek ayrıldılar. Paris Anlaşması da bunun ardından ortaya çıkıyor. Her şeyden önce Paris Anlaşması deniyor, protokol kelimesi kullanılmıyor. Yani ulusal hukuk bakımından bağlayıcılığı dikkate alınmış. Yükümlülüklerine baktığımızda azaltım yükümlülükleri var, uyuma ilişkin yükümlülükler var, teknik düzenlemeler var. Bu bağlamda şunu söyleyebiliriz iklim değişikliği ile mücadelede iki bölüm var: Azaltım ve Uyum. Paris Anlaşması karbon salımının azaltılmasına yönelik açık hedef koymuyor, artışın 2 derece ile sınırlandırılmasını hedefini koyuyor.”

Her an ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğumuzun bir kez daha vurgulandığı söyleşide, Açımuz, “Bugün bilimsel araştırmalar gösteriyor ki 100 yıl önce salınan karbon şu an hala atmosferde. Bugün bizim yaşamlarımız karbon salınımı üzerine kurulu.” değerlendirmesini yaptı.

Açımuz, taleplerden bahsedildiğini belirterek, “Çoğu talepte yargısal emir var. Ceza verilmesi talepleri var, tazminat talepleri var ama çoğunlukla bu yargıcın böyle bir buyruğu yok.” dedi.

Geçmişten günümüze önemli iklim davalarının ele alındığı söyleşide en önemli iklim davası olarak Urgenda Davası üzerinde duruldu.

Paris Anlaşmasının yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan dava, Urgenda Vakfı ve Hollanda devleti arasında geçiyor. Bu davada Hollanda devletinin sera gazı azaltım yükümlülüğü sorgulanıyor. Davada çıkan kararlar da pek çok ülkeyi etkiliyor.